31 Aralık 2017 Pazar

3-4) Öznur Yıldırım - Yabancı Şahmeran / Yabancı Veyl



 


Herkese merhaba,
Bugün art arda okuduğum iki kitaptan bahsetmek istiyorum. Açıkçası ben Wattpad kitaplarına karşı fazla ön yargılıydım. Ama bir gün - neden bilmiyorum- çok fazla olay yaratan Yabancı Şahmeran kitabını satın aldım .Herkesten tecavüzü meşrulaştırıyor, kadınları aşağılıyor gibi yorumlar duyduğum için okuyup kendim görmek istedim. Ve kitabın ilk birkaç sayfasını okuduğumda gerçekten inanamadım , Öznur'un dili beni çok etkilemişti. Betimlemeleri, iç tasvirleri o kadar güzeldi ki o karamsar ruh halini kendim yaşıyormuş gibi hissettim. Bir ilk kitaba göre gerçekten çok başarılıydı . Daha kitabı okumadan yaptığım yorumlar için şimdi gerçekten utanıyorum . İlk kitap bitince hemen ikincisini de satın aldım .Ve ikinci de bitince üçüncü kitap çıkmamış olduğu için üzüntü duyduğumu itiraf etmeliyim. İki kitabı da ikişer günde bitirdim. Kitabın yazı puntosu çok küçük olmasına ve 600 sayfa olmalarına rağmen su gibi aktı .Bence bu kadar kısa sürede bitirmem gerekten başarılı bir dili olduğunu gösteriyor .



   Bazı kişilerin betimlemeler bir yere çıkmıyordu, anlamsızdı dediğini duymuştum ama ben katılmıyorum. Açıkçası benim anlamadığım bir betimleme olmadı iki kitapta da. Aksine betimlemelerdeki kelimeler özenle seçilmiş gibi art arda ahenkle akıyordu ve hepsi de anlatmak istediği şeyi gayet net anlatıyordu. Fakat bazı noktalarda betimlemelerin gereksiz olduğuna ben de katılıyorum . Diyalogların arasındaki bazı betimlemeler kendini fazla tekrarlıyordu ve akıcılığı bozuyordu.
  Genel olarak kitaplarda kendini tekrar eden ve sıkan bazı noktalar da yok değildi. Mesela Ediz'in sürekli Doğa'yı bir bara , restorana vs. birileriyle görüşmek için sürüklemesi . Bu gittikleri mekanlarda yaptıkları hiçbir şey yoktu . Görüşmelerin bir anlamı, sonucu, bağlandığı bir yer yoktu . İkinci kitabın sonuna kadar çözümlenen bir olay olmadı. Ediz amaçsızca görüşmeler yapıp durdu . Bu gittikleri yerlerde hep Doğa'nın başına bir şeyler geldi. Ediz sanki "Doğa biraz da şu barda bayılsın" diye mekan değiştirip duruyormuş gibi geldi bana :D  Tabi belki bir amacı vardır bu olayların ama biz olayları Doğa'nın gözünden okuduğumuz için ve Ediz , Doğa'ya hiçbir şey anlatmadığı için olayların çok dışında kaldık . Bu durum da bir süre sonra gizemden sıkıcılığa doğru kaydı. Doğa kitapta sürekli Ediz'in mükemmel zekasından ve planlarından söz ederken ben açıkçası dehasının alameti olan bir olay göremedim pek :D Umarım tüm bu olaylar, görüşmeler 3. kitapta çözümlenir , yoksa kitap için büyük bir eksik olur. 
         

Kitapta Doğa için o kadar üzüldüm ki... Ediz'e gerçekten çok sinir oldum. Hayatımda Ediz kadar dengesiz, tehlikeli ve sayko bir karakter okumadım diyebilirim . İki kitap boyunca da ne yapmak istediğini hiç anlamadım. Doğa'ya ne kadar yakınlaşırsa o kadar çok canını da yakmaya başladı. Doğa git gide daha çok parçalandı .Özellikle ikinci kitapta Doğa'nın yanında Ediz'in de dağıldığını gördük. Doğa'nın çaresizliği o kadar iyi anlatılmıştı ki gözlerimin dolduğu çok nokta oldu .




   Kitapta eleştireceğim birçok nokta da var aslında . Öncelikle bekaret meselesinin sürekli ağızda dolaşması , Doğa ve Ediz ile karşılaşan herkesin açık açık ikisinin cinsel hayatıyla ilgili yorum yapması, herkesin Doğa'yı yatağında istediğine dair laflar etmesi biraz saçma geldi . Ediz tam bir pislik olduğu için onun cinsiyetçi yorumları kendine yakışırdı ancak bazı noktalarda da Doğa'yı daha kendine güvenen ve güçlü bir kadın olması için zorladığı dikkatimden kaçmadı. Bu konuda da Ediz Çağıran'a anlam veremedim yani :) Doğa'nın adet olduğu için bu kadar utanması saçma geldi. Evet kadınlar her ay adet olur , bu sayede insan neslinin devamlılığı sağlanır, gayet doğal bir olaydır, utanılacak bir şey yoktur .Ama bu kız sürekli adet olduğu için yerin dibine geçiyordu .



     Kitaplardaki eksik bulduğum diğer bir nokta da mekan tasvirleri ve yan karakterlerin yeterince iyi kullanılmamış olmasıydı. Neredeyse hiç mekan tasviri yoktu ve bazen evin içindeler mi, bahçedeler mi gözümde canlandırmakta zorlandım. Yazar yan karakterleri sadece üzerinden anlatmıştı. Kitaba giren her karakterin bir amacı olmalı bence ama bu kitapta amaçsız çok fazla karakter vardı. Olaylarla ilgili gibi görünen birkaç karakter vardı evet ama sanki yazar bu olayların sonunu getirememiş gibi pat diye bu olayları kestirip attı. Bu konuda da kocaman bir soru işaretiyle kaldım. 
     Eğer bu kitapları okuyacaksanız kurgusu için değil tasvirleri için okumanızı öneririm . Çünkü iki kitapta da kurguya dair bir şey göremedim .Evet ikinci kitabın sonunda şaşırtıcı bir olay vardı ama her şeyi açıklamak için yine de yeterli değildi . Ben betimlemelerin damağımda bıraktığı mükemmel tat için okumaya devam edeceğim . Yazar Doğa'nın patlama , parçalanma ve tekrar tekrar birleşip parçalanma anlarını çok iyi yansıtmıştı . Bunlar bana edebi zevk verdi . Bundan sonra da yazarın kitaplarını takip edeceğim. 




    Ayrıca " Benim neden Ediz'im yok " diye ağlayan kızları gördükçe ağzımın açık kaldığını da eklemek istiyorum . Zira Türkiye'de Ediz Çağıran tipi erkekten daha bol bir şey yok. Her akşam haberlerde Ediz'in yakışıklı ve zengin olmayan versiyonlarının harcadığı kadın hayatlarını görebilirsiniz. Anlamıyorum yani yakışıklı ve zengin olunca yaptığı her şey göz ardı mı ediliyor. Ben bu tarz şeyler söyleyen kızların Ediz karakterini anlamadığını düşünüyorum .Her insan ona değer veren ve hayatına güzellikler katacak insanlarla birlikte olmalıdır . Ediz Çağıran ise yıkmaktan ve parçalamaktan başka bir şey yapmıyor. Umarım kadınlar olarak bu bilince bir gün ulaşırız.
    


Kitaplarda işaretlediğim o kadar çok yer oldu ki , o kısımları dönüp tekrar okumak gerçekten çok güzel. 


 Baba ,sen nesin biliyor musun?
 Sen iyi falan değilsin.
 Sen artık kimseyi yakamayan sönmüş bir cehennemsin.
  
 Hayallerin gölgesi düşmezdi yere, oysa ben bir hayal olmak isterdim. Silebilseydim bu dünyadan kendimi değil , gölgemi silerdim.

" Çıkmasın karşıma" dedim düz bir sesle . "Çünkü artık bekleyeceğim tek şey beni paramparça etmesi olur . Benim dünyamda erkekler kadınları paramparça ederek sever."


" Bana bir yara nasıl sarılır ,öğret ." .. "Bildiğini biliyorum. Bazen ruhumdaki yaraları sarıyorsun."




"Anlamıyor musun? Boğuluyorum."


Babam önce kendinden nefret ettiriyor, sonra da ondan nefret ettiğim için kendimden nefret etmeme neden oluyordu.


"Bir kitapta başka bir kitabı ararsan haksızlık olur," diye mırıldandım . "Bir insanda bir başka insanı aradım, henüz hiç tanışmadığım ama varlığına inandığım birini."

"İleride evleneceğin adam sana böyle güzel sarılabilir mi?"






Gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı.Acı her yerdeydi. Acı bir kampüste benimle çarpışıyordu ,acı yere düşen kitaplarımı topluyor,acı benden numaramı istiyordu.Acı benimle mesajlaşıyordu, acı ellerimden tutuyordu, acı vücudumda onun bıraktığı izleri siliyordu. Acı yanağımı okşuyordu, acı bana kıyamıyormuş gibi dudaklarımdan öpüyordu, acı benimle sevişiyordu.
   

"Anahtarı kaybolmuş, kapalı bir kutuyu açmanın tek yolu onu parçalamaktır."







   

2 yorum:

  1. Ben wattpad kitaplarını yarattıkları erkek simgesi nedeniyle sevmiyorum, küçük yaşta kızlar bu romanları okuyup böyle erkeklerin normal olduğunu düşünüyor ve dediğin gibi neden Ediz'im yok diye üzülüyorlar. Bu arada bu iki kitap hakkında da hiç fikrim yok, wattpad okumadım :D Yazarın dili güzelse belki farklı konularda da yazar ve ben de şans veririm :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kesinlikle çok haklısın,malesef wattpadde hep bu tarz erkek karakterler olduğunu ben de duydum. Okuyucu kitlesi ise iyiyle kötüyü ayırt edemeyecek yaşta. Belki de bu kitaplara +18 sınırı eklenmeli. Sonuçta yazar kendi kurguladığı karakterleri iyi veya kötü yazmakta özgür.Yazdığı karakterleri onaylıyor veya onaylamıyor olabilir orasını bilemiyorum.Ama ben 20 yaşında bir kadın olarak iki karakterin de psikolojik sorunları olduğunu ayırt edebiliyorum. Bunu anlayamayan küçük kızlara gerçekten çok yazık oluyor çünkü gördükleri anda kaçmaları gereken tipte erkeklere hayranlık besliyorlar. Yazarın dili gerçekten güzel ve karanlık tarzda yazmayı sevdiği belli, o yüzden başka tarzda yazar mı bilemiyorum.Ama bir sonraki kitabının yeraltı edebiyatı olacağını söylemiş.Belki ona hir şans verirsin. Sevgilerle :)

      Sil