Blogumun ilk yazısında, isim ilhamım Didem Madak'tan bahsetmek istiyorum. Kendisi benim en sevdiğim şair olur. Didem Madak ne yazık ki yalnızca 3 şiir kitabı sığdırabilmiş kısa ömrüne. Keşke daha çok yazabilseydi de biz de doya doya okusaydık..
Kitaplar:
-Grapon Kağıtları
-Ah'lar Ağacı
-Pulbiber Mahellesi
Ben ilk iki kitabını daha çok seviyorum, son kitabında anlatımını biraz daha kapalı bulduğum için.Ama tabi ki hepsi muhteşem ,ruha dokunan şiirler. Didem Madak' ın ruhunu gözler önüne sermesine , şiiriyle arasına bariyer koymamasına bayılıyorum. Hepimizin hissettiği duyguları,hayatı öyle güzel anlatıyor ki, masal anlatır gibi. Hayatının izlerini şiirlerinde açıkça görebiliyoruz, kendini saklama ihtiyacı hissetmiyor. Şiirleri bana kolayca yazılmış, kendiliğinden dudaklarından dökülüvermiş gibi geliyor. İnsan onu okurken hiçbir zorlama hissetmiyor, hiçbir kelime fazla gibi gelmiyor.
Her şiirinde beni vuran birkaç dize buluyorum mutlaka ve onları tekrar tekrar okuyorum. Bazen mutsuz olduğum anlarda Didem Madak okumak geliyor içimden, dertleşiyor gibi hissediyorum.
Ben özellikle onun şiirlerini seslendirenleri internetten açıp aynı zamanda okumaya bayılıyorum . İnternetten birçok şiirini seslendiren güzel sesli insanları bulabilirsiniz. Ben en çok sevdiklerimi aşağıya ekleyeceğim.
Aşağıda bu özel şairin Ah'lar Ağacı kitabından alıntılar bulabilirsiniz. Kendimi tutamayıp kitabın tamamını yazmış olabilirim :)
"Güzin Ablası kitaplar olan bir kızdım,
İçim sıkılmasa o kadar
Tek bir satır bile okumazdım."
"Bıçağın ucundaydı insanların hafızası
'İnsan unutandır
ve unutulmaya mahkum olandır.'
Tanrı şöyle derdi o zaman:
Ah!"
"Ahlat ahların ağacıydı,
Yaşlanmaya başlayanların,
İtiraf edilmemiş aşkların,
Evde kalmış kızların,
Ahlat ahların ağacıydı,
Cezayir nasıl cezaların ülkesiyse,
Öyleydi işte."
"Ahlar ağacıyım gibisi fazla."
"Vasiyetimdir:
Dalgınlığınıza gelmek istiyorum
Ve kaybolmak o dalgınlıkta."
"Allah'la samimi oldum geçen üç yılda
Havı dökülmüş yerlerine yüzümün
Büyük bir aşk yamadım
Hayır
Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım
Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı
Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım...
Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı.
Aşk diyorsunuz ya
Ben istemenin Allahını bilirim bayım!"
"Yokuş aşağı şarkımı söylerdim , sarhoş
'Kanatlarım vardır benim uçarım'
Koşup kaşe kabanından yakalardın uyduruk şarkılarımı
Ne çok ısıttın beni,
Ne çok ısıttım seni"
"Kalbimi kalın bir kitabın arasında kuruttum
Onu orada
Beş parmaklı bir çınar yaprağı gibi unuttum.
Kalbim!
Şiirimin Hacer'ül esved taşı
Hadi ama baylar,
Bakın kaldıramıyorum,
Yardım edin de şunu yerine koyalım."
"Bir beyaz balinanın karnında uyumak istiyorum artık.
Camdan pabuçlarım kırık
Prens de bulamaz beni artık.
Hayata söyleyin bundan sonra gitsin
Anlamını masallarda arasın
Hay!
Ben sizin ruhunuza çiçek aşısı yapayım
da çiçekler açsın ruhunuz."
"Ömrüm geçti bir çiçeğe benzemekle
Hangi hayat süslendi senin için bu kadar."
"Toprağın seviyesine ineceğim
Anlamalı beni mezarım da
Bir uyağa takıldım düşmeye razıyım
Artık beni anla"
"Kalabalık avlular, yüksek duvarlar
Başımız döndüydü hatırla
Sürmeleri ne karaydı kadınların
Herkesi bir yere sürer ya dünya
Gözlerine sürülmüştü orada kadınlar."
BİR SONRAKİ YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE, HOŞÇA KALIN :)
Hoş geldiin, blogunun adını çok sevdim çünkü ben de Didem Madak'ın Ahlar Ağacı şiirine bayılırım :))
YanıtlaSilHoş buldum :) Yorumun için teşekkür ederim . Her şiiri birbirinden güzel gerçekten . Didem Madak seven insanları görünce çok mutlu oluyorum , sevdiğin bir şeyi paylaşmanın mutluluğu çok ayrı bir şeymiş <3
Sil